15. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Onur Ödülleri ve Sinemaya Katkı Ödülleri’nin sahipleri belli oldu

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali bu yıl 27 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında 15. kez “Herkes İçin Adalet” ilkesiyle sinemaseverlerle buluşacak. Prof. Dr. Adem Sözüer’in başkanlığında, Prof. Dr. Bengi Semerci’nin direktörlüğünde düzenlenen, program danışmanlığını Alin Taşçıyan’ın üstlendiği festivalde her yıl olduğu gibi film gösterimlerine akademik program ve film seçkisinden yola çıkıp gündemin nabzını tutan VisionIst etkinlikleri eşlik edecek. Adalet konulu filmleri seyirci ile buluşturarak sinema, hukuk, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimlerinin temsilcileri ve Sivil Toplum Örgütleri ile birlikte geniş bilimsel bir tartışma platformu oluşturan festivalde, bu yılki Uluslararası Akademik Program için “Yaşam Hakkı” temasını belirledi.

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde bu yıl Sinema Onur Ödülü oyuncu Rüçhan Çalışkur ve yönetmen Wang Xiaoshuai’ye, Sinemaya Katkı Ödülü görüntü yönetmeni Yorgos Arvanitis ve Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ne, Akademik Onur Ödülü hukukçu – akademisyen Prof. Turgut Tarhanlı’ya verilecek. Festival bu yıl Gazzeli yönetmen Rashid Mashrawi’ye Adalet Savunucusu Ödülü takdim edecek.

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali26 Kasım’da düzenlenecek açılış töreninin ardından Ali Asgari’nin Venedik Film Festivali Orizzonti bölümünde prömiyerini yapan İlahi Komedya / Divine Comedy adlı filminin gösterimiyle başlayacak. Film, İran’da filmleri yasaklı olan yönetmen Bahram ile yapımcısı Sadaf’ın filmlerini gizlice göstermek için çıktığı yolculukta karşılaştığı engelleri ve uygulanan sansürü absürd bir mizahla anlatıyor. Filmde gerçek hayatta da sansürle mücadele eden yönetmenler Bahram ve Bahman Ark ile 13. Suç ve Ceza Film Festivali’nde En İyi Film seçilen oyuncusu olduğu Fani Dizeler / Terrestrial Verses filmiyle Cannes Film Festivali’ne katıldığı için İran’da çalışması yasaklanan Sadaf Asgari kendilerinden esinlenen karakterleri canlandırıyor.

Sinema onur ödülleri Rüçhan Çalışkur ve Wang Xiaoshuai’ye verilecek

45 yılı aşkın kariyeri boyunca hiç vazgeçmediği sahne hayatına 1979 yılında Devlet Tiyatroları’nda adım atan Rüçhan Çalışkur, 2002 yılında Unutma Beni adlı diziyle ilk kez kamera önüne geçti. Hemen ardından Yeşim Ustaoğlu’nun yönettiği Bulutları Beklerken filmiyle 23. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldı. Yılanların ÖcüAvluSen Anlat KaradenizBir Gece Masalı gibi dizilerde rol aldı.  Cemal Şan’ın yönettiği Türkan (2011),  Caner Alper ve Mehmet Binay’ın yönettiği Zenne (2012), Erdem Tepegöz’ün yönettiği Zerre (2012),  Vuslat Saraçoğlu’nun yönettiği Borç (2018) ve  Şafak Bal’ın yönettiği Abimm (2019) gibi birçok sinema filmde de rol alan usta oyuncu, Ragıp Türk’ün yönettiği 2019 yapımı kısa film Tor ile Uluslararası Delhi Kısa Film Festivali’nde En İyi Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü. Bir yandan tiyatro sahnesine hiç ara vermeyen Çalışkur, 5. Afife Tiyatro Ödüllerinde Leenane’in Güzellik Kraliçesi oyunuyla Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Ödülü’nü aldı. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde bu yıl Sinema Onur Ödülü’ne layık görülen oyuncu, yönetmen ve seslendirme sanatçısı Rüçhan Çalışkur şu aralar Gece Kraliçesi oyunuyla izleyiciyle buluşmaya ve üretmeye devam ediyor. 

1993 yılında yönettiği ilk filmi Günler / The Days ile Çin bağımsız sinemasına yeni bir soluk getiren Wang Xiaoshuai, 30 yılı aşkın kariyerine 15 uzun metraj film sığdırdı. Çin’in sosyal ve kültürel dönüşümünü yansıttığı filmlerinde toplumu mercek altına alan ve insanlara derin bir duyarlılıkla yaklaşan yönetmen, azmi ve üretkenliğiyle takdir topladı. Kendine özgü tarzı, insancıl yaklaşımı ve bağımsız ruhuyla filmleri, üç büyük uluslararası film festivalinde sekiz kez resmi seçkilere girdi ve altı kez ana yarışma bölümüne seçildi: So Close to Paradise, 1999 Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde gösterildi. Pekin BisikletiBeijing Bicycle, 2001 Berlin Film Festivali Jüri Büyük Ödülü Gümüş Ayı ve En İyi Genç Erkek Oyuncu ödüllerini kazandı. Şangay Düşleri / Shanghai Dreams, 2005 Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü alırken, Aşka GüveniyoruzIn Love We Trust 2008’de Berlin Film Festivali’nden En İyi Senaryo Gümüş Ayı ve Özel Başarı Ödülü ile döndü. Chongqing’de Hüzün / Chongqing Blues, 2010 Cannes’da Altın Palmiye için yarıştı ve Çin Film Yönetmenleri Derneği tarafından Yılın Yönetmeni dalında aday gösterildi. Kızıl Amnezi / Red Amnesia, 2014 Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarıştı. 2019 tarihli Elveda OğlumSo Long, My Son, 2019 Berlin Film Festivali’nde En İyi Erkek ve Kadın Oyuncu Gümüş Ayı ödüllerini kazandı. 2022’de çektiği The Hotel, Toronto ve Roma film festivallerinde gösterildi. En yeni filmi Above the Dust, 2024 Berlinale Generation Kplus’ta prömiyerini yapan yönetmen Çin sinemasında Altıncı Kuşak’ın en önemli temsilcilerinden biri olarak haklı bir şöhret ve başarı kazandı. 

Sinemaya katkı ödülü

15. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde bu yıl Sinemaya Katkı Ödülleriusta görüntü yönetmeni, yapımcı ve yönetmen Yorgos Arvanitisve 20. yılını kutlayan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ne takdim edilecek.

Görüntü yönetmeni denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Yorgos Arvanitis, 113 yapımdan oluşan muhteşem bir filmografiye sahip ve çalışmaya devam ediyor. Başta Theo Angelopoulos olmak üzere dünya sinemasının önde gelen yönetmenleriyle birlikte çalışan Arvanitis, 1989 yılında Jean-Jacques Andrien’in yönettiği Avustralya / Australia ile Venedik Film Festivali’nde En İyi Görüntü Yönetmeni Altın Osella ödülü kazandı. Angelopoulos’un ilk kısa filmi Yayın / Broadcast ile başlayan işbirliği 1998 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan Sonsuzluk ve Bir Gün / Eternity and a Day’e kadar sürdü. Birlikte Yunan sinemasının en önemli filmlerine imza attılar ve genç kuşakları etkileyen bir biçem yarattılar.

1941 yılında doğan Yorgos Arvanitis’in babası Almanlara karşı savaşan bir gerillaydı. Annesi ise İç Savaş yıllarını siyasi tutuklu olarak geçirdi. Yunanistan sinemasının üretken yapım firması Finos Film’de kamera asistanlığı yapmaya başlayana dek birçok farklı işle geçimini sağladı. Bu zorlu geçmiş sinemada çizdiği ilkeli yolu da belirledi. Türkiye’de de filmler yapan yıldız Aliki Vuyuklaki’nin rol aldığı Aliki Sokak Kızı ve Aliki Diktatör dahil birçok popüler yapımda görev aldı. 1970 yılında Theo Angelopoulos’un ilk uzun metrajlı filmi Yeniden Yapılanma / Reconstruction Yunanistan sinemasında yeni bir dönem açtı. Ülkenin en karanlık dönemlerine ışık tutar ve toplumsal dönüşümlere tanıklık ederken sinema sanatının da doruklarına çıkan, Cannes dahil en prestijli festivallerde gösterilen filmler peş peşe geldi: 36 Günleri / Days of ’36 (1972), Kumpanya / Traveling Players (1975), Avcılar / The Hunters (1977), Büyük İskender / Alexandre the Great (1980), Kitera’ya Yolculuk / Voyage to Kythira (1984), Arıcı / Beekeeper (1986), Puslu Manzaralar / Landscape in the Mist (1988), Leyleğin Geciken Adımı / The Suspended Step of the Stork (1991), Ulis’in Bakışı / Ulysess’ Gaze (1995). Bir yandan da başka Yunanlı ustalar ve Jules Dassin ile başlayarak dünya sinemasının önemli yaratıcılarıyla çalıştı ve parlak başarılara imza attı. 1977’de Michail Cacoyannis’in Oscar’a aday gösterilen Iphigenia, Pantelis Voulgaris’in cunta dönemine dair klasiği Taş Yıllar / Stone Years (1985) bunlardan sadece ikisi. 1991 yılında Fransa’ya yerleşen Arvanitis, feminist yönetmen Catherine Breillat ile verimli bir işbirliği yaptı. Romans / Romance (1999), Kızkardeşim / Fat Girl (2001), Metres / The Last Mistress (2007). Arvanitis, Costa-Gavras, Volker Schlöndorff, Amos Gitai, Radu Mihaileanu, Frederick Wiseman, Marco Bellocchio, Dardenne Biraderler, Manuel Pradal gibi uluslarararası üne sahip yönetmenlerle işbirliği yaptı ve onlarca ödül kazandı.

Bu yıl Türkiye’den Sinemaya Katkı Ödülü, 20 yıldır çizgisini koruyan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ne veriliyor. 2006 yılından bu yana “Üretin, Gösterelim!” diyerek yola çıkan, tüm gösterimlerini dayanışma temelinde sürdüren, işçi sınıfının, emekçilerin ve toplumun görünmeyen hikâyelerini beyaz perdeye taşıyan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali her yıl 1–8 Mayıs tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenleniyor. Ardından, Türkiye’nin farklı şehirlerinde izleyiciyle buluşmaya devam eden Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, sinemaya ve emeğe yaptığı uzun soluklu katkılar nedeniyle bu ödüle layık görüldü. Ana akım sinema salonlarının tekelini kıran, ücretsiz ve gönüllü emeğe dayalı yapısıyla dikkat çeken, “Gönüllü Emeğin Festivali olarak bilinen festival, sınıfsız, sömürüsüz ve adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanan herkese sinema aracılığıyla seslenmeyi sürdürüyor. 

Filistin sinemasının sesi: Rashid Masharawi’ye Adalet Savunucusu Ödülü verilecek

Ailesi İsrail saldırıları nedeniyle 1962 yılında Hayfa’dan kaçmak zorunda kaldığı için Gazze Şeridi’ndeki Şati mülteci kampında doğup büyüyen Rashid Masharawi, bugün Filistin halkının kültür-sanat alanındaki en önemli hak savunucularından biri olarak saygı görüyor. Kurduğu Masharawi Fonu ile bağış toplayarak, eğitim vererek Gazzeli sinemacıların ‘içeriden’ filmler üretmelerine olanak sağlıyor.

Rashid Masharawi, kendini ifade etme biçimi olarak sinemayı seçtiği andan itibaren işgal altındaki topraklarda yaşayan halkının sesini, tüm imkânsızlıklara rağmen sineması aracılığıyla dünyaya duyurmayı başardı. Filistin’de uzun metraj film çeken az sayıdaki yönetmenden biri olan Masharawi, 1994 yılında çektiği ilk uzun metraj filmi Karartma / Curfew ve ardından 1997 Cannes Film Festivali’nde resmi seçkiye alınan ilk Filistin filmi olan Haifa ile dikkat çekti. O günden bu yana uluslararası festivallerde ödüller kazanan ve dünya çapında gösterilen birçok filme imza atan yönetmen, filmlerinde, Filistin’deki gündelik yaşamı bazen ironik bazen lirik bir dille anlatarak kişisel ve politik olanı evrensel bir sinema diliyle buluşturuyor. Bekleyiş / Attente (2005) ve Leyla’nın Doğumgünü / Leila’s Birthday (2008) gibi filmleri bugün dünyanın birçok üniversitesinde modern Orta Doğu sinemasının temel örnekleri arasında incelenen, geçen yıl bir çocuğun özgürlük özlemini anlattığı Yitik Düşler / Passing Dreams filmini çeken Rashid Masharawi, sinemadaki sanatsal başarısının yanı sıra, sesi duyulmayanlara ses olma kararlılığıyla da bu yıl Adalet Savunucusu Ödülü ile onurlandırılacak. Filistinli yönetmen Rashid Masharawi geçtiğimiz yıl Gazze’deki sinemacıların kendi hikâyelerini içeriden anlatmalarına olanak tanımak ve Gazze halkının sesini duyurmak ve çoğu zaman duyulmayan deneyimlerini belgelemek için Masharawi Fonu‘nu kurdu. 22 kısa filmden oluşan fonun ilk projesi Sıfır Noktasından Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri, geçen yıl Suç ve Ceza seçkisinde Filistin ile Dayanışma başlığı altında gösterildi. Festival, her biri 20 ila 30 dakika arasında değişen sekiz kısa ve bir uzun metrajlı belgeselden oluşan fonun ikinci projesi Sıfır Noktasından + / From Ground Zero + projesini de bu yıl izleyiciyle aynı başlık altında buluşturacak.

Akademik Onur Ödülü Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’ya takdim edilecek

14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin Akademik Onur Ödülü bu yıl, Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma MerkeziMüdürü Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’ya takdim edilecek. Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra aynı fakültede, öğretim üyesi olarak, 1999 yılına kadar çalıştı; aynı yıl İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne geçti. Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku alanlarında, özellikle hakları koruma sistemi, insan hakları aktivizmi, artivism, iş dünyası ve insan hakları alanlarında çalışmakta ve dersler vermektedir. Tarhanlı, 2002- 2019 yılları arasında Bilgi Hukuk Fakültesi’nin dekanlığını yürüttü ve aynı üniversitede İnsan Hakları Hukuku Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nü, kuruluşundan beri sürdürmektedir. ABD’de, Harvard Üniversitesi’nde (Negotiation Project) çatışma yönetimi ve çatışma çözümü, Princeton Üniversitesi’nde evrensel yargı yetkisi ve insan hakları konularındaki araştırma projelerinde (Princeton Project on Universal Jurisdiction) yer aldı. 2002 yılında, Türkiye’de mülteci haklarının korunmasına ilişkin katkıları nedeniyle, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri (UNHCR) tarafından, Takdir Belgesi (Certificate of Appreciation) verilmeye layık bulundu. Aynı yıl, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği (2002-2005) ve AGİT (OSCE) Moskova Süreci Bağımsız Uzmanlar grubu üyeliklerine (2002-2008) atandı. Swedish NGO Foundation for Human Rights danışma kurulu üyeliğine Avrupa’yı temsilen seçildi (2006-2008). İKSV bünyesinde, ilk kez 2007 yılında başlatılan insan hakları filmleri uluslararası ödül jürisinde ve Hrant Dink Vakfı uluslararası ödül jürisi üyeliğinde bulundu. Yayımlanmış altı kitabı ve Türkçe ve İngilizce dillerinde makaleleri bulunan Prof. Dr. Turgut Tarhanlı 1996-2007 yılları arasında Radikal gazetesinde, hukuk, insan hakları, dış politika konularında köşe yazarlığı yaptı.

Author: can tok