Kurtulmuş’tan İsrail’e Sert Tepki

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail’in Lübnan’a saldırısına ilişkin, “İsrail’in dün akşamki saldırganlığı asla kabul edilemez, tasvip edilemez. İsrail’i bir kere daha en şiddetli şekilde kınıyoruz.” dedi.

Kurtulmuş, Dicle Üniversitesinin 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2025-2026 Akademik Yıl Açılış Töreni’nde, yaptığı konuşmada, Diyarbakır’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Diyarbakır’ın kültür kenti olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu kentin aynı zamanda evliyaların, sahabenin kenti olduğunu belirtti.

“Diyarbakır büyük Kürt medeniyetinin yeşerdiği, geliştiği, büyüdüğü bir kenttir. Diyarbakır aynı zamanda Türk İslam medeniyetinin de önemli merkezlerinden, fikir merkezlerinden birisidir. Bugün itibarıyla da doğu ile batı arasındaki sentezi Mezopotamya ile Anadolu kıtası arasındaki sentezi en iyi şekilde gerçekleştirmiş olan nadide şehirlerimizden birisidir.” diyen Kurtulmuş, Diyarbakır’da olmanın bu anlamda hem tarihi daha iyi anlamaya çalışmak hem yarını daha iyi anlatmaya gayret etmek için bir fırsat olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, dünyada belki de en zor, en büyük türbülansların yaşandığı bir dönemden geçildiğini dile getirerek, her gün yeni olaylarla, yeni çelişkilerle, çatışmalarla, gerilimlerle dünyanın hemen her bölgesinde, her yöresinde insanoğlunun mücadele ettiğini belirtti.

“İsrail’in dün akşamki saldırganlığı asla kabul edilemez”

Karşılaşılan yeni durumların artık neredeyse sürpriz olmadığını belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bütün bu gerilimlerin 10 yıllar boyunca sürdüğü ve şu anda da dünyadaki bütün büyük güçlerin güç mücadelesini sergilediği içinde bulunduğumuz coğrafya, gittikçe daha önemli sorunlarla karşılaşıyor, daha büyük problemleri çözebilme becerisini ortaya koyması gerekiyor. Bunun için Türkiye olarak kendimize gelmemiz, önümüzdeki süreci en iyi şekilde anlamlandırmamız ve yolumuza devam etmemiz lazım. Bakın daha dün burada konuşuyor olsaydık, böyle bir giriş yapmama gerek olmayacaktı. Tam da 2 yıldan sonra Gazze’de barış sağlandığını zannettiğimiz, yeni bir barış ikliminin oluşacağını tahmin ettiğimiz bir dönemde saldırgan İsrail yönetimi dün gece itibarıyla Güney Lübnan’da da yine masum insanların olduğu bölgeleri acımasızca bombalayarak bu bölgede barış istemediğini bir kez daha ortaya koydu. Esasında bu saldırının daha evvel yapılan saldırılardan farkı yoktur. Lübnan’a defalarca saldırılmış, Suriye’ye, İran’a, Tunus’a saldırılmış, hatta Katar’a bile saldırmış olan siyonist rejimin artık dur durak bilmeyecek bir noktaya geldiği, aldığı desteklerden şımararak Orta Doğu’yu daha da büyük bir kan gölüne çevirmek istediği aşikardır. Buradan açıkça bütün milletimiz adına ifade etmek istiyorum, İsrail’in bu saldırganlığı özellikle dün akşam saldırganlığı asla kabul edilemez, asla tasvip edilemez, asla hiçbir kimse tarafından onaylanamaz. Bu saldırı vesilesiyle Lübnan halkının yanında olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum. İsrail’i bir kere daha en şiddetli şekilde kınadığımızı ve artık İsrail’in bu saldırgan yönetiminin Orta Doğu halkları için bir sorun haline geldiğinin de görülmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Ümit ederim ki bütün bölge halkları olarak uyanır ve ortak kimliğimize, ortak geleceğimize sahip çıkabiliriz.”

“Türkiye terörü geride bırakacak inisiyatifleri kullanarak yoluna devam edecek”

Bu coğrafyanın, bir taraftan dünya genelinde devam eden gelişmelerle, ticaret savaşlarından uzay savaşlarına kadar süren büyük gerilimlerin yaşandığı bir dönemde, tarihte olduğu gibi şimdi de sıkıntısız olmasının düşünülemeyeceğine işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Onun için Türkiye’yi, önümüzdeki dönemi ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ haline getirmek, sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye haline getirmek mecburiyetindeyiz. Esasında 86 milyon olarak hepimizin üzerine düşen, Türkiye’yi yönetenler olarak Türkiye’deki bütün siyasi gruplara düşen ödev görev Türkiye’yi iki alanda daha ileriye taşımaktır. Bunlardan birisi kendi içimizde tam manasıyla adaleti, barışı, birliği, beraberliği, dirliği sağlayarak silahların değil, sözlerin ve gönüllerin konuşulduğu tam manasıyla özgür, adaletli bir Türkiye’yi inşa etmektir. İkinci büyük sorumluluğumuz ise dünyada yeni ve adil bir küresel düzenin inşa edilmesi için öncü ve sözcü olmak, tekliflerimizi hazırlamaktır. Bu çerçevede dün olduğundan daha fazla üzerimizde büyük sorumluluklar olduğunun altını çizmek isterim. Türkiye artık terörü geride bırakacak inisiyatifleri kullanarak adaleti, demokrasiyi ve kardeşliği güçlendirerek yoluna devam edecek. Böylece iç cephesini tahkim eden bir anlayışla dosta düşmana karşı samimi bir birlik ve beraberliği ortaya koyacak ve bölgesinin istikrar üreten bir ülkesi olmaya devam edecektir.”

“Küresel ölçekte de adil bir küresel sistemin kurulması için mücadele edeceğiz”

Kurtulmuş, Türkiye’nin sadece kendisinden sorumlu olmadığına dikkati çekerek, “Başta kendi coğrafyamız olmak üzere yeryüzündeki bütün mazlum milletlerden ve dünyanın her köşesindeki biçare insanlardan da sorumlu olduğumuzu unutmamamız gerekir.” dedi.

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son 2 yıldır Gazze’de yaşadıklarımız bize bir kere daha öğretmiştir ki şu günlerde artarak beklenti haline getirilen barış çabalarına rağmen 3 yıldır Ukrayna- Rusya arasında çatışma devam etmektedir Artık dünyada barışı sağlayabilen küresel bir sistem mevcut değildir. Artık dünyada herhangi bir şekilde insanlığın hayrına çalışan bir sistem mevcut değildir. Sadece güçlünün gücünün hakim olduğu, güçsüz olanın ise ezildiği bir dünya sisteminden bahsediyoruz. Bunu değiştirmek için gayret sarf etmek de Türkiye’nin insanlarının vazifesidir. Hepimizin temel ödevlerinden birisidir. Üniversitemizin sorumluluğu budur, siyasetin sorumluluğu budur, sivil toplumun sorumluluklarından birisi budur. Hep beraber hem içeride kendi birliğimizi, dirliğimizi tahkim edecek ve böylece küresel ölçekte de adil bir küresel sistemin kurulması için mücadele edeceğiz.”

Son zamanlardaki gelişmelerin önemli bir umut kapısı açtığını, önemli bir fırsatı karşılarına çıkardığını ifade eder Kurtulmuş, Türkiye’nin, tarihinin yaklaşık 50 yılını terörle mücadele ile geçirdiğini, on binlerce insanın öldüğünü, bu insanların gencecik yaşta toprağa girdiğini kaydetti.

“Türkiye alternatif maliyetleriyle birlikte en az 2 trilyon dolarını bu mücadelede harcamıştır.” diyen Kurtulmuş, artık bunların geride kalması gerektiğine inandıklarını belirtti.

Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” sürecine değinerek, “Türkiye’de bir daha kan dökülmemesini, bir daha insanların huzursuz olmamasını ve barış içinde yaşamasını sağlayacak bir sürecin kapılarının sonuna kadar açıldığını biliyoruz ve bu yolda mücadele etmeye devam edeceğiz. En başından en sonra söyleyeceğimi söyleyeyim. Bu sefer başaracağız, bu sefer barış hakim olacak, bu sefer esenlik hakim olacak, bu sefer kardeşlik hakim olacak.” diye konuştu.

(Sürecek)

Author: can tok