“`html
Türkiye’ye ilginin sebepleri neler?
PKK’nın bile dikkatini çekmesi?
‘Silah bırakmalarının nedeni ne?’ diye soruluyor; sanki bir açıklama beklenmiyormuş gibi. Uzun yıllar boyunca şekillenmiş bir anlayışın tarihini yeniden mi anlatmalıyız? Geçmişte söyledik, ama pek anlayan olmadı; onlarla da zaman harcamak istemiyoruz…
Bölgesel ve küresel etkenlerin önemini unutmamak gerek. Bunun sadece güney sınırımızla ya da belirli bir terör örgütüyle ilgili olduğunu düşünmemeliyiz.
Örneğin…
Gelişip-gelmeyecekleri bizim için önemli değil. Ama Ukrayna masasında her şey yolunda olsa, burada buluşmalılar. Çünkü Türk Dışişleri, iki süper güçle toplantılar düzenlerken, pek çok işimiz var.
***
***
Geçtiğimiz günlerde, Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefon görüşmesi gerçekleşti; iki lider de karşılıklı davetlerde bulundu. Trump, “Ortadoğu’ya gerçekleştireceğim seyahat, sizinle özel bir toplantı gerektiriyor” dedi. Yani, “geçerken uğramak yeterli değil, önemli meselelerimiz var” demekti. Şimdi, “Özel görüşme zaten garanti”, “konjonktür” ABD Başkanı’nın Türkiye ziyaretini gündeme taşıyor.
Açıkca belirtmek gerekirse, Putin’in ziyareti Trump’ı da beraberinde getirebilir. Arada bir rol kapma çekişmesi olabilir; ama bu pek önemli değil. Putin, Ukrayna pazarlıklarının karmaşası nedeniyle belki İstanbul’a gelmeyi istemeyebilir. Her durumda, adres aynı kalacak.
***
Terör örgütünün ilanı üzerine çokça yorum yapıldı. Fakat “konjonktür” açısından bakarsak, metnin temel anlamından kopuk bir cümle hemen dikkat çekti ve kimse onu “okuyabiliyor olsa da” ayıklayamıyor…
Öncelikle belirtmek gerek: Hepsi bile bize yöneliyor; işte konjonktür, bu duruma denir. Özellikle iyi değerlendiren bir ülke varsa, düşman bile size yanaşır.
Pazartesi akşamı Bakanlar Kurulu sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini hatırlayalım;
***
Her şey tamam mı? Hayır. Türkiye, tüm olası stratejik boşlukları dolduruyor. Tedbir alıyor. Terör örgütünün oyun dışı kalması önemli bir başarıydı. Buradan sonraki adımlar ise teknik konulardır. Örgüt içinde nasıl düzenlenecekler, silahlar nasıl kontrol edilecek gibi meseleler ikincil önem taşımaktadır. Türkiye bu düzenlemeleri takip edecek ve düzenleyecektir. Dışarıyı ve içi güvence altına almanın, TSK’yı tarihteki en güçlü hale getirmemizin, tüm bu stratejileri yıllardır planlamanın bir anlamı var…
Yani hikaye bitmedi…
Küresel koşullara göre konjonktürler de şekilleniyor. Hesaplamalar, bizim çıkarlarımızla uyumlu hale getirilmeye çalışılıyor…
Tüm bu sürecin 2.5-3 yıl içinde tamamlanması gerektiği açık. Bir sonraki seçimlerimiz ve 2028 ABD Başkanlık seçimleri yeni bir dönüm noktası olacaktır…
Bu süreçte anı yaşamak da hakkımızdır. Ancak tatil yapma veya dinlenme gibi bir lüksümüz yok. “Yüzyıl” dediğimiz dönemin daha başındayız.
“`